Translate

10 Temmuz 2008 Perşembe

İnebolu (18)

İnebolu Yazılarım (18)
2008
Aydın Tiryaki


İnebolu’nun adına dokunmayın -III-
12.02.2008

Tüm İneboluluları İnebolu’nun adına sahip çıkmaya davet ediyorum. İnebolu’nun adı İnebolu’dur. İnebolu ile hiç bağlantısı olmayan siyasetçilere de “Lütfen İnebolu’nun adına dokunmayın” diyorum. İnebolu’nun adını değiştiren İnebolu’ya kötülük eder.

İnebolu’da çok kar varmış, şimdi orada olmalı, kardanadam yapmalı
17.02.2008

Babamı aradım, İnebolu’da çok kar varmış, balkonların kapıları kardan açılmıyormuş. İnebolu’da beş katlı evin terasındaki balkonları çok severim. İnebolu çok güzel görünür o balkonlardan, yalnızca deniz görünmez. Karlı günlerde etraftaki çatıları taş kaplı evlerin üzerinde ve ağaçlardaki karlar çok güzel görünür.

İnebolu’nun adına dokunmayın -IV-
19.02.2008


Internet’te İnebolu için kurulan İnebolu ve İnebolu-Dağarcığı tartışma gruplarında konuyu tartıştık. Geçen yıl e-posta ile açık görüş belirterek bir görüş belirlemesi çalışması yaptık. Görüşler açık olduğu için bana düşen yalnızca listeyi hazırlamak oldu.

Ankara’da Kastamonu günleri: Her köşede bir tanıdık gördüm
08.03.2008


Kapıdan girer girmez bizim oralı gençlerin standında mezun olduğum üniversitede öğrenci olan iki gençle karşılaştık. “Keşke biraz önce gelseydiniz, çok eğlendik” dedi İnebolulu hemşehrim. Son zamanlarda Kastamonu Günleri için ne kadar yoğun çalıştıklarına uzaktan tanık oluyordum. Çalışkanlıkları, cana yakın tavırları, çağdaş görünümleri ve neşeleriyle moral verdiler.

3 gün 3 fotoğraf yürüyüşü
27.03.2008


İnebolu’da olduğum zamanlarda sık sık fotoğraf yürüyüşleri yaparım. Şimdiye kadar kaç fotoğraf yürüyüşü yaptığımı istersem sayarım, arşivimdeki fotoğraflara bakıp. Çok sayıdaki yürüyüşlerimden üçünü, İnebolu’da 3 farklı günde yaptığım 3 fotoğraf yürüyüşünü anlatacağım. Birinci gün 31 Aralık 2000, yani 20. yüzyılın son günü... İkinci gün 15 Temmuz 2007 Pazar... Üçüncü gün 16 Temmuz 2007...

İnebolu-Küre yolunda ormanın gözyaşlarının fotoğraflarını çektim
22.05.2008

İnebolu’dan çıkınca seyrek görünen kurumuş ağaçlar Küre’ye yaklaştıkça sıklaşmaya başladı. Bunlar her mevsim yeşil olan iğne yapraklı ağaçlar... Benim için bu ağaçların hepsi çamdır, çünkü adlarını bilmem... Kurumuş çam ağaçlarının fotoğraflarını çekerken minibüste tanıdıklarla konuştuk. Ağaçların kurumasından herkes endişeliydi. Yaprakların kuruduğunu, gövdelerin hala yaş olduğunu söylediler.

Küçük şehirlerde büyük şehir özentisi 2: İnebolu terminali
05.06.2008


İnebolu’da hiç terminal olmadığı çocukluk yıllarımdan, kalabalık yolcu uğurlamalarını anımsarım. O zamanlar hep yolcu edenler arasında olurdum. Deniz kıyısına yakın sokaklarda ön tarafı burunlu, küçük camlı otobüsler birkaç saatlik rötarla yola çıktıklarında geride büyük kalabalıklar bırakırlardı. O zamanlar yolculuklar çok önemli nedenlerle veya gurbete gitmek için yapılırdı. Öyle olunca da herkes önemser ve uğurlamaya gelirdi.





01 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-1.html
02 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-2.html
03 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-3.html
04 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-4.html
05 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-5.html
06 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-6.html
07 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-7.html
08 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-8.html
09 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-9.html

10 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-10.html
11 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-11.html
12 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/06/inebolu-12.html
13 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-13.html
14 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-14.html
15 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-15.html
16 (2007) http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-16.html
17 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-17.html
18 (2008): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-18.html

İnebolu (17)

İnebolu Yazılarım (17)
2007
Aydın Tiryaki


İnebolu’nun küçük evi şimdi depoda
25/09/2007


Küçük ev ne oldu? En son fotoğrafını İnebolu’dan ayrılmadan önce 1 Eylül günü çekmişim. Acaba son fotoğrafı mı, diye düşünürken izini buldum. Babam bir depoya konulduğunu görmüş. Limanın içindeki belediyenin deposunda bir kenara bırakılmış olarak buldum. Eski lastikler, çöp kamyonları ve hurdalar arasında bir küçük ev. O görünüşü hüzün doluydu. Bir kenarda duruyor, ancak özenle taşındığı belli oluyordu.

Milliyet Blog'da İnebolulu hemşehrilerim
28/09/2007


İnebolu, Batı Karadeniz'de deniz kıyısında Kastamonu'ya bağlı bir ilçedir. Şu andaki ilçe nüfusu yaklaşık olarak 30 bindir, bunun 10 bini şehir merkezinde, 20 bini köylerinde yaşar. İnebolu'da yaşayanların en az beş katı sayıda İnebolulu İnebolu dışındadır. İnebolu'dan göçün büyük bölümü İstanbul'a olmuştur. Az da olsa Ankara'da İnebolulular vardır. Ülkemizin her yanında çok sayıda İnebolulu yaşarken, İneboluluların çok azı İnebolu'dadır.

Salyangoz fotoğrafları
30/09/2007


Geçen hafta İnebolu’da bahçede içleri boş salyangoz kabukları ne kadar çok var, yaz kurak geçtiğinden olsa gerek diye düşünürken yerde sürünen bir salyangoz gördüm. Salyangoz benim farkımda olmadan ilerlerken fotoğraflarını çekmeye başladım. Yerde kurumuş yapraklar ve toprak üzerinde fotoğraflar güzel olmaz diye salyangozun rahatını biraz kaçırdım önce elimde fotoğraflarını çektim ve bir yaprağın üzerine aldım.

İnebolu’da 1969’da çekilmiş bir fotoğraf ve birçok anı
25/10/2007

O zaman adı Yeniyol İlkokulu idi. İsmet İnönü’nün ölümünden sonraki yıllarda İsmetpaşa İlkokulu olarak değiştirildi. Daha sonra ilköğretim 8 yıl olunca adı İsmetpaşa İlköğretim Okulu oldu. Benim için hala Yeniyol İlkokulu’dur, 41 yıl önce bugünlerde kapısından girdiğim okulun adı.

Aril laril
25/11/2007

O zamanlar İnebolu’nun Yeşilöz köyündeydik. Büyükbabam İnebolu’da Etibank’ta çalışıyordu, Etibank banka değildi, Etibank’ın maden işletmesinde... Akşamları işten çıkınca hemen köye gelirdi, çünkü köydede çok işi olurdu. Babamın ise İnebolu’da terzi dükkanı vardı, terzilerin işi uzun sürdüğü için çoğunlukla gece geç saatte gelirdi. Gündüzleri babaannem, annem ve Pakize hala (büyükbabamın ablası) ile, akşamları da büyükbabamla zaman geçirirdim. Akşam gezmeleri büyükbabamla olurdu.

İnebolu’da Salih Reis heykeli
29/12/2007


İnebolu’da bir Kurtuluş Savaşı kahramanı daha ölümsüzleştirildi. Hamamcı Kadı Salih Reis’in heykeli, 1920’lerde kahramanlıklarını sergilediği İnebolu Sahilinde sergileniyor. Eylül ayı sonunda İnebolu’ya gittiğimde hazırlıklar yapılıyordu, İnebolu’ya en son gittiğim Aralık ayında heykeli yerinde gördüm, fotoğraflarını çektim

Adı Boncuk’tu, işi tel cambazlığıydı
22.01.2008


60’lı yılların sonları olarak aklımda kalmış. İnebolu’da şimdiki terminalin olduğu yere küçük bir çadır ve iki yüksek direk kurulmuştu. Arka taraftaki eski hanın duvarına kadar sıralanan tahta sıralardan küçük bir tribün yapılmıştı

Bugün 26 Ocak, İnebolu’dayım.
26.01.2008


Yıllardır, Ocak ayının son günlerinde Ankara’dan İnebolu’ya gelirim. Çoğunlukla karlıdır 26 Ocak günleri. Ankara da karlıdır Ocak ayının son günlerinde. Bu yıl da karlı Ankara’dan çıkıp, karlı yollardan geçip İnebolu’ya geldiğimde kar yağıyordu. Yağan kar tutmasa da, beyazlamasa da yerler, tepelere baktığımda bembeyazdı bu sabah.

İnebolu Yeşilöz Köyü'nde bir öğleden sonra
27.01.2008

Bugün İnebolu’nun Yeşilöz Köyü’ne gittim. Arabadan indiğimde, yukarıya doğru baktığımda oradaki ilk ilkokulumu gördüm. Uzun zaman önce yazdığım yazıma ilk ilkokulumdaki öğretmenim Hüseyin Bilal’in kızından dün bir yorum gelmişti. İlk ilkokulumu ve öğretmenimi yazdığım yazımı babasına okumuş o da duygulanmış. İlkokul öğretmenimin hiç karşılaşmadığım kızı babasının duygularını iletmiş. Köyümüm ilkokuluna bakarken dün akşam okuduklarımı düşündüm.

Bu çiçeğin adını biliyor musunuz?
01.02.2008

Çiçeğin fotoğraflarını 26 Ocak 2008’de İnebolu, Yeşilöz Köyü’nde çektim. Gölge bir yamaçta büyük yapraklarının üzerinde açmış küçük, güzel çiçekler. 5-10 cm uzunluğunda kalınca sapların ucunda sanki renkli bir mantı gibi duran çiçekleri gördüğümde daha önce gördüklerime benzetemedim.


01 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-1.html
02 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-2.html
03 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-3.html
04 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-4.html
05 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-5.html
06 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-6.html
07 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-7.html
08 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-8.html
09 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-9.html

10 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-10.html
11 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-11.html
12 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/06/inebolu-12.html
13 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-13.html
14 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-14.html
15 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-15.html
16 (2007) http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-16.html
17 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-17.html

İnebolu (16)

İnebolu Yazılarım (16)
2007
Aydın Tiryaki


İnebolu’ da şapka bayramı
26.08.2007


Bugün, 25 Ağustos 2007, İnebolu’da bayram vardı. Atatürk’ün İnebolu’ya gelişinin 82. yıldönümü ve Şapka ve Kıyafet Devrinin 82. yıldönümü törenlerle kutlandı. Altmışlı yıllarda çocukken köyden bayramlıklarımızı giyip yaz günü geldiğimiz bayramın bu bayram olduğunu anlıyorum şimdi. Yetmişli yıllarda kimi zaman okula çağrılıp gittiğimiz kimi zaman ailece toplanıp izlediğimiz bayram da bu bayramdı.

32 yıl sonra
26.08.2007


O binaya en son girdiğim yılı hesapladım, o zaman Lise 2’de olduğuma göre 1975’de... 25 Ağustos 2007 günü, şapka bayramının ardından o binaya girdim, 32 yıl sonra... Atatürk’ün balmumu heykeline bakmak için girdiğim binada tanıdık bir salon eski yıllara götürdü.

Sağanak yağmurda bir simitçi tezgahı
28.08.2007


Salı ve Cumartesi günleri İnebolu'nun pazarıdır. Bugün Salı, sabah uyandığımda gökyüzü kara bulutlarla kaplıydı. Öğleye doğru önce şimşekler, gökgürültüleriyle geçen Cuma günkü gibi bir yağmur bastırdı. Geçen sefer yağmuru izlemiştim bu kez yağmurda sokak manzaralarını izledim meydana bakan penceremden elimde fotoğraf makinasıyla.

50 yıl öncesinden bir kuraklık öyküsü
28.08.2007


20 Eylül 1957 gününü anlattı babam. Ertesi gün annemle evlenmişler. Nisan ayından Eylül'ün 20'sine kadar hiç yağmur yağmamış. O gün köyden kalabalık bir grup olarak gelin hamamı için İnebolu'ya gelmişler ancak susuzluktan hamamlar çalışmadığı için hamama gidemeden köye geri dönmüşler.

İnebolu Çayı(rı)
01.09.2007


Karadeniz kıyısındaki yerleşim yerlerinin içinden küçük akarsular akar, çok küçüklerine dere, büyükçe olanlarına çay denir. Irmak veya nehir diyebileceğimiz akarsular yoktur buralarda. Bu yıl çok kurak geçince, İnebolu Çayı da küçük bir dere olarak akıyor.

Korkuluk
01.09.2007

İnebolu’nun Yeşilöz Köyündeydim bugün, doğduğum köydeydim. Yıllardır her gittiğimde yürüdüğüm aynı yolların, aynı evlerin, aynı bahçelerin, aynı ağaçların fotoğraflarını çektim. Ağaçlar değişiyordu, kimisi büyüyor, kimisi kuruyordu. O kuru ağaçlar bir sonraki fotoğraf gezimde olmayacak belki.

Uçurtmanın sonu
02.09.2007

Bugün köye giderken uçurtma da yanımızdaydı. Fındıkların olduğu tarlanın yanında uzun yıllardır boş duran tarla eğimli olduğu için koşmak ve uçurtmayı havalandırmak için tam yeriydi. Günlerdir uçmamak için nazlanan uçurtma yeşil tarlaların içinde havalandı. Bulutlara kadar gidemedi, ipini sonuna kadar açınca dada çok gitmek istese de, durma zamanıydı.

İnebolu’da güneş batarken akşam sohbetleri
02.09.2007

İnebolu’dan ayrılacağım günler yaklaşınca bu yaz güneşi çok ihmal ettiğimi düşündüğüm için son günlerde güneşin batışına yakın saatlerde sahile gidiyorum. İki akşamdır limana yakın bir yerde banklarda oturup fotoğraflarını çekiyorum. Eskiden limanın içine girer mendirekte uygun bir yer bulur, tripodu kurar güneşin fotoğraflarını çekerken gelip geçen kayıkların güzel görüntülerini yakalamaya çalışırdım. Son yıllarda İnebolu Limanına İneboluluların girmesi yasak olduğu için ancak uzaktan bakabiliyorum.

21 Eylül 2007: Bir yastıkta 50 yıl
21/09/2007


Bugün 21 Eylül 2007... Annem ve babam evleneli tam 50 yıl oldu. Bir yastıkta 50 yıl. Babam Sacit, 20 Temmuz 1939 İnebolu Ibras Köyü doğumlu. Annem Feride, 7 Mayıs 1940 İnebolu Telle köyü doğumlu. 21 Eylül 1957 günü evlendiklerinde 21 Eylül 2007 günü 50 yıllık evli olacaklarını ve o tarihin oğullarının yazacağı bir yazıya konu olacağını düşünmediler mutlaka.

23 Eylül, İnebolu deniz feneri ve ekinoks
23/09/2007

İnebolu’da Eylül ayında sıcak yaz günlerinin etkisi hala görünüyor. Eylül ayının sonuna yaklaşıyoruz. Ekinoks günü geldi, Eylül’ün ekinoksu, 23 Eylül. Hava henüz soğumadı, akşamları biraz serinlese de gündüzleri yaz günlerini aratmıyor.


01 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-1.html
02 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-2.html
03 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-3.html
04 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-4.html
05 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-5.html
06 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-6.html
07 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-7.html
08 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-8.html
09 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-9.html

10 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-10.html
11 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-11.html
12 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/06/inebolu-12.html
13 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-13.html
14 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-14.html
15 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-15.html
16 (2007) http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-16.html

İnebolu (15)

İnebolu Yazılarım (15)
2007
Aydın Tiryaki


İnebolu 9 Haziran 1921
10.06.2007

Ülkemizin Kurtuluş Savaşı’nın mihenk taşlarından biri olan İnebolu’da 9 Haziran günleri çok özel yaşanır. İnebolu’da olduğum zamanlarda sahildeki yolda yapılan kutlamalara katılırdım. O günleri canlandıran kayıklara bakar, İnebolu’nun Heyamola ekibini izlerdim

İnebolu Limanı ne zaman tamamlandı?
07.07.2007


İnebolu Limanı hep vardı ve son 50 yıldır liman gibi bir limandı. Limanı ilk gördüğümde altmışlı yıllardı, 4-5 yaşlarında olmalıyım. Çok kalabalık bir şekilde limana asker uğurlamaya gitmiştik. O zamanlar İnebolu’ya gemiler uğrarlar ve denizden yolculuklar yapılırdı. Limanın kapasitesi düşüktü ve büyük gemiler uzakta bekler, limandan kayıklarla gemilere yolcular taşınırdı. Daha küçük vapurlar limana girerlerdi.

İnebolu-Abana yolunda 500 yıllık çınar ağacı
12.08.2007


Bir tabelaya "Bu eser korunması gerekli kültür varlığıdır. T.C. Kastamonu Valiliği" diye yazmışlar ve çınar ağacının üzerine bağlamışlar. Denizin hemen kıyısındaki bir bu çınar ağacı 500 yıllık ve o zamandan buyana başkasının korumasına gerek kalmadan kendini korumayı başarmış.

Bu akşam çok yıldız kayacak demişlerdi...
12.08.2007


İnebolu’da şehir ışıkları gökyüzünde yıldızları görmemize engel olmuyor. Üç yıl önce bir gece yarısı yazdığım mektup geldi aklıma: “Gökyüzüne bakınca yıldızlar görünüyor burada”. Dut ağacının altındaki masada oturmuş yazıyorum. Dut zamanı geçti ancak şimdi kara üzüm zamanı. Son zamanlardaki yakıcı güneşle beraber bu yıl erken kararmaya başlayan üzümler çardakta asılı lambanın ışığında görünüyorlar. O yazıyı yazdığımda burada üzüm çardağı yoktu, gökyüzü görünürdü, şimdi yukarıda yalnızca yapraklar ve üzümler var.

20 yıl sonra
14.08.2007


14 Ağustos 1987 gününden buyana tam 20 yıl geçti. Televizyonda gece haberlerinin sonunda “İnebolu-Ankara karayolundaki trafik kazasında 4 kişi öldü” dedi ve ekranda 4 kişinin adı yayınlandı. Muharrem Evyapan adını okuduğumda televizyonu kapattım ve karanlıkta ne yapacağımı bilmez bir şekilde donup kaldım.

Davulcunun ölümü
18.08.2007

İki ay sonra ramazan bitip de bayram başladığında sokaktan gelecek davul sesinin başka birinden geldiğini bileceğim ve o sesi duyduğumda yıllardır İnebolu’ya güzellik katan bir insanın yokluğunu anımsayacağım. İnebolu’nun ramazan davulcusunu saygı ile anıyorum.

Marazın Kahvesi'nde bir sohbet
19.08.2007

Marazın kahvesinin sahibi Hüseyin Amca ile konuştuk. Yaşını sordum 78 dedi. Hep merak ederdim o kahvenin tarihini. Yetmişlerin ortalarında eski sahibinden satın almış, otuz yılı aşkın zamandır işletiyormuş. Kahveyi devraldığı Aziz, Maraz Sadullah’ın torunuymuş. Marazın Kahvesi adının nereden geldiğini böylece öğrenmiş oldum.

İnebolu’ da ezan: Diyanet İşleri Başkanlığı’ na açık mektup
22.08.2007


İnebolu’da uygulanmakta olan ezan sistemi hakkında görüşlerimi bildirmek için bu mektubu yazıyorum. Şu andaki uygulamadan rahatsız olan çok kişi olmasına, bunu kendi aralarında konuşmalarına karşın, dini konularda görüş bildirme konusundaki çekingenlik nedeniyle bu konuda açık bir görüş oluşmamıştır.

İnebolu’ da yağmur
24.08.2007

Bu sabah güneş açtı, kapattı, sonra yeniden açtı, bunlar İnebolu’nun hep alıştığımız havalarıydı. Öğleden sonra önce kara bulutlar göründü Geriş tepesinin üzerinden. Şimşekler çaktı ardından gök yıkılırcasına gürledi. Bir yağmur indirdi ki bardaktan boşanırcasına diyerek ifade etmesi yetersiz, sanki gök delinmişti. Rüzgar yağmuru savurdu evlerin duvarlarına. Her evin rengi değişti. Boyasız tahta evlerin dışı karardı, aşu boyalı güzel evler başka bir kırmızı oldu.

İnebolu’da Atatürk’ün balmumu heykeli
25.08.2007

Heykel Türkocağı binasının birinci katındaki salona konulmuş ve binaya bir canlılık getirmiş. Hem heykel hem de heykel için yapılan köşe düzenlemesi ile usta bir sanatçının elinden çıktığı belliydi.



01 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-1.html
02 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-2.html
03 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-3.html
04 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-4.html
05 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-5.html
06 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-6.html
07 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-7.html
08 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-8.html
09 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-9.html

10 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-10.html
11 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-11.html
12 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/06/inebolu-12.html
13 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-13.html
14 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-14.html
15 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-15.html

İnebolu (14)

İnebolu Yazılarım (14)
2007
Aydın Tiryaki


Kırksekiz
27.03.2007


Çocukluk yıllarımı düşündüğümde, ilk anımsadığım, dört yaşımda olduğum yıl. Altı yaşıma gelip okula başladığımda artık çok büyümüş olduğumu düşünüyordum. Daha sonra o 6 yıllardan 7 tanesi daha geçti. Kırksekiz oluyorum bugün.

Hayri Amcamın şakaları
31.03.2007

Ortaokula gittiğim yıllardı. Akşam evde sürekli olarak hayaletlerden sözediliyordu, konuyu amcam açıyordu. Evin odalarından birinde evin eski sahiplerinden birinin öldüğünü, o odanın pek tekin olmadığını sık sık söylüyordu. O odada babaannemle büyükbabam yattıktan sonra amcam yatağının ortasına bir yastık koyup, sanki yatakta birisi varmış gibi, üzerini yorganla kapattı ve gitti. Az sonra babaannem geldi amcamın yatağının başına oturdu ve anlatmaya başladı:"Ah oğlum, dediklerin doğruymuş, pencereye hayalet geldi"

İnebolu’nun yaşayan evleri
01.04.2007

Sokak sokak dolaşıyorum, İnebolu'nun eski evlerinin fotoğraflarını çekiyorum. Geçen yıl çektiğim evlerin fotoğraflarını yine çekiyorum. Biliyorum ki, geçen yıldan bu yana değişen çok şeyler var.

Kimi evlerden çığlıklar yükseliyor.

Çirkin ördek yavrusu
04.04.2007

2004 yılının Ağustos ayında bir gün İnebolu’da çocuklar ellerinde bir civciv ve bir ördek yavrusuyla geldiler. Civciv sıradan bir civcivdi ama ördek yavrusu başka birşeydi. O bir çirkin ördek yavrusuydu.

Tepeden inerken gördüğüm kulübe
08.04.2007

2005 yazında İnebolu’da fotoğraf çekmek için arabayla Geriş Tepesine çıkmıştık. Dönerken aşağıda bir kulübe görmüştüm, minicik görünüyordu, belki çok uzak olduğundan, belki de tek başına durduğundandı. Fotoğraflarını çekmiştim.

İnebolu’ nun adına dokunmayın –II-
18.04.2007

İnebolu’nun adının değiştirilmesi konusunda ilk duyumları aldığımdan buyana bu girişime engel olmak için, yıllardır yazıyorum. Bu çalışmalar sırasında İnebolu’nun adının değiştirilmesini istemeyen çok sayıda İnebolulu olduğu öğrendim. Ancak siyasi güçler bu konuda daha etkin oldukları için sesimiz kısık kaldı.

23 Nisan 2001: İnebolu'da çocuk bayramı
19.04.2007

Eski bayramlardan aklımda kalan hoş anım bu. Dün 23 Nisan'dı ve İnebolu'daydım. Sevgili yeğenim de uzun yıllar önce babasının, halasının, amcasının çocukken yürüdüğü stadın etrafında yürüyecekti o gün ve onu izlemek için tribünlerdeydik. Tribünler tıklım tıklım doluydu. Artık saha yemyeşil çimdi, tribünlerin üzeri kapalıydı. Ses düzeni eskisi gibi değil, pırıl pırıl ses, telsiz mikrofonlar... 30 yılda çok şey değişmiş.

6 Mayıs 1972: Aşk olsun sana çocuk
05.05.2007

Ne Can Yücel’in bu şiirini bilirdim o zamanlar ne de ne yapmaya çalıştığını Deniz’in. Otuz beş yıl öncesini de tam günü gününe de bilemezdim kazınmasaydı tarihe kara bir gün olarak. 6 Mayıs 1972 günü sabah vakti İnebolu’da ortaokulun bahçesinde demişlerdi “sabaha karşı asmışlar anarşistleri” diye. İlk kez o gün üzülmüştüm onlar için çok fazla birşey bilmeden, ölümün isyanıyla, öldürmeye tepkiyle. O gün çok kızmıştım o “anarşistler asılmış” diye sevinenlere, tepkimi saklayarak. O gün sakladığım tepkim hep yaşadı içimde, dünyaya bakışımı şekillendirdi.

Kırk yedi
27.05.2007

İnebolu’daki evdeki çocukluk günlerimizden hiç unutamadığım bir anım üç kişilikti, kardeşlerim Aysel, Altan ve benim olduğum. Yatarken ışığı kimin söndüreceği çekişmesini nasıl uzun bir iple çözdüğümüzü anlatmıştım. Bugün 7 yıldır olduğu gibi bir eksiğimiz vardı. Bir eksiğimiz vardı ama üç temsilcisi bizimleydi.

1969 TÖS grevinde öğrenciydim
07.06.2007

O zaman ilkokul 5. sınıftaydım ve okulumdaki öğretmenler de bu greve katılıyorlardı. İnebolu Yeniyol İlkokulunda okuyordum. Okulumuzda yalnızca 4. sınıfların A ve B şubeleri vardı, diğerleri birer sınıftı, yanı okulda 6 sınıf vardı. O gün öğretmenlerimizden biri sınıfa gelip söylemişti, birinci sınıflar çok küçük onların başında duruver diye.


01 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-1.html
02 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-2.html
03 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-3.html
04 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/02/inebolu-4.html
05 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-5.html
06 (2006):
http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/03/inebolu-6.html
07 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-7.html
08 (2006): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-8.html
09 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/04/inebolu-9.html

10 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-10.html
11 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/05/inebolu-11.html
12 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/06/inebolu-12.html
13 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-13.html
14 (2007): http://aydintiryaki.blogspot.com/2008/07/inebolu-14.html

Arama

İzleyiciler